Akıllı Genç ve Bilge Dede
Bir zamanlar küçük bir köyde Ali adında meraklı bir genç yaşardı. Ali, okula gitmeyi, kitap okumayı çok severdi. Ancak, büyüklerine karşı her zaman saygılı davranmaz, sık sık onların sözlerine kulak asmazdı. Köyde bilge bir dede yaşadığı söylenirdi. Herkes ona danışır, onun bilgeliğinden yararlanırdı. Ali, dede hakkında pek fazla bilgi sahibi değildi, fakat bir gün ona gidecek bir neden buldu.
Bir gün, köyde büyük bir kuraklık başladı. Tarım arazileri susuz kalmış, insanlar zor günler geçirmeye başlamıştı. Ali, kuraklıkla başa çıkmak için bir çözüm bulacağını düşündü. Arkadaşlarıyla birlikte köyün yakınındaki ormana gidip su bulmaya karar verdi. Yolda, dedeyi gördü. Dede, gökyüzüne bakarak, bulutları inceledi. Ali, “Dede, sen bu işten anlamıyorsun. Ben gençim ve bu işi çözebilirim!” dedi.
Dede gülümsedi ama bir şey söylemedi. Ali, dede ile alay edercesine yanından geçti. Ormana vardıklarında, arkadaşlarıyla birlikte bir su kaynağı aramaya başladılar. Ancak saatler geçmesine rağmen bir damla bile su bulamadılar. Yorgun ve umutsuz bir şekilde köye döndüler.
Köydeki insanlar, Ali’nin çabalarını duyunca ona destek vermeye çalıştılar, fakat Ali yine de bilge dedeye başvurmadı. Bir gece, uyumadan önce gökyüzüne baktı. Yıldızlar sanki ona bir şeyler söylüyordu. O an, aklında bir fikir belirdi. Belki de dede ile konuşmalıydı.
Ertesi sabah, Ali dedeyi bulmak için yola çıktı. Onu ormanın kenarında, ağaçların gölgesinde otururken buldu. “Dede, yardımına ihtiyacım var. Kuraklık için bir çözüm bulmak istiyorum,” dedi. Dede, Ali’nin gözlerindeki isteği görünce gülümsedi. “Küçük oğlum, doğanın dilini dinlemelisin. Su, yalnızca bir yerden çıkmaz. Önce toprağın ihtiyacını anlamalı, ona saygı göstermelisin,” diye yanıtladı.
Ali, dedenin sözlerini düşündü. Birlikte tarlalarına gidip, toprağı sulamak için gereken bilgileri almaya başladılar. Dede, ona doğal yöntemlerle su tasarrufu yapmayı ve toprak verimliliğini artırmayı öğretti. Ali, sabırla çalıştı ve dedenin bilgeliğini dinleyerek bu süreçte çok şey öğrendi.
Günler geçtikçe, köydeki insanlar Ali’nin çabalarını fark etti. Ali, artık büyüklerine daha çok saygı gösteriyor, onlardan öğrenmeye çalışıyordu. Nihayet, yaz yağmurları başladı ve köy tekrar canlandı. Ali, dedeye teşekkür ederken, “Sizin bilginiz olmasaydı bu kadar ilerleyemezdim. Büyüklerimize saygı duymak gerektiğini şimdi anlıyorum,” dedi.
Dede gülümseyerek, “Her yaşın bir bilgeliği vardır, evlat. Gençlerin heyecanı ve büyüklerin bilgisi birleştiğinde, her zorluğun üstesinden gelebiliriz,” diye yanıtladı.
Ali, o günden sonra büyüklere her zaman saygı gösterdi. Onların tecrübelerinden faydalandıkça, kendi bilgeliği de arttı. Bu hikaye, köyde nesiller boyu anlatıldı. Çünkü saygı ve öğrenme, her zaman birbirini tamamlayan iki değerdi.
Son
Bu hikaye, büyüklere saygının ve öğrenmenin önemini vurguluyor. Umarım beğenirsin!
Share this content:
Yorum gönder